Tekrar Merhaba :)
Son zamanlarda en sıklıkla duyduğumuz konulardan biri :)
Eminim defalarca kendi kendinize bu yasayı gerçekleştirmeyi deneyimlediniz.
Büyük ihtimal arkadaşlarınızla olan sohbetlerinizde "İstiyormuşuz, evren de hemen bize onu veriyormuş biliyor musun?" dediniz. Hemen oturduğunuz yerden başladınız istediğiniz şeyleri saymaya.. Daha çok para kazanacağım bir işim olsun, sevgilim beni çok sevsin, deniz kenarında bir yalım olsun, çocuğum doktor olsun vs.vs...
Şimdi, Cem Yılmazın dediği gibi, Evrene "1000,1000" deyince, Evren size hemen 1000 TL yollamıyor tabi :) Öyle her istediğimiz hemen olsaydı, ağzımızdan her çıkanı Evren hemen yerine getirseydi ne olurdu bir düşünelim :)
Gün içinde sinirle söylemiş olduğumuz beddualar, Allah canımı alsın da kurtulayımlar, Ay aman gebersin manyak dediğimiz eski sevgili vs. şimdiye siz ya da beddua ettiğiniz her kişi çoktan hakkın rahmetine kavuşmuştu..
Demek ki, öyle hemen isteyince olmaması da çok iyi oluyormuş :)
Eee tamam anlaşıldı, sadete geleyim değil mi:)
Geliyorum sadete..
Öncelikle, konu başlığında VOL-1 dememin sebebi, bu işin öyle akşamdan sabaha olmayacağı mesajını vermiştir diye düşünüyorum :) Bir sürü aşama var(mış) atlatılması gereken.. Ayrıca, yeni yetme bir blogger olarak, bir yandan sizi buraya kitleme niyetim de yok değil hani:))
Ve yine konu başlığında Evrenin Yasaları diyerek size Evren'in sadece çekim yasasından ibaret olmadığı mesajını da vermişimdir diye düşünüyorum :) Ama en azından Evrenin 4 tane temel yasası vardır diyerek, bir ipucu da vereyim :):) Ama iyi haber, bunların tamamına zaten çekim yasası VOL' leri altındaki konularda mecburen değineceğim :)
Ha bu arada, ben bu yasaları yiyip yuttum mu:) Her istediğim hooop anında hayatımda mı :) Hayır.. Tabii, şimdi yaşadığım bazı güzel deneyimler de yok değil bu konuda şükretmeden geçmeyeyim ama daha çoook yolum var.. Belki ilerleyen VOL'lerde bahsederim bu deneyimlerimden de ;)
Ben de buraya yazarken konu tekrarı yapacağım, sizinle sohbet ederken ben de birşeyler kapacağım.. Kazan-kazan durumu bir nevi..
Şimdi, gelelim Evrenin ilk yasası çekim yasasına.. "Çekim" kelimesini kullandığımıza göre, ortada "çekilecek" bir durumun olduğu açık..Bir mıknatıslık durumundan bahsediyoruz yani..Bu durumda "Mıknatıs" olan kim? Biz ve duygularımız.
Şimdi, eğer Evrenden birşey isteyeceksek önce neyi bilmek lazım? Onunla hangi dilde konuşacağımızı..Bizi anlaması lazım çünkü..
İşte bu dil de ENERJİ!!
E, bilimsel olarak evrenin enerjilerden oluştuğu da kanıtlandıydı zaten..Şimdi uzun uzadıya buna girmeyeceğim:) bununla birlikte, Albert Einstein'ın şu sözünü de hatırlatmadan geçemeyeceğim.
"Herşey enerjidir ve herşey yalnızca bundan ibarettir. İstediğin gerçekliğin frekansına uyumlandığında;bu gerçekliği yaşamaktan başka birşey gelmez elinden. Başka yolu yoktur.Bu bir felsefe değil;fiziktir. Albert Einstein." Kendisini sevgiyle anıyorum..
Evrende herşey enerjiyse eğer, dualarımız, duygu ve düşüncelerimiz de birer enerjidir.
Hepimiz duygularımızla, düşüncelerimizle etrafa cayır cayır bir enerji yayıyoruz.. Ay bu çocuktan hiç elektrik alamadım; onu ilk gördüğüm gibi içimde bir şey cız etti demeler işte onlar hep yayılan enerjilerden hissettiklerimiz..Yağmur duaları, çocuğumuza sınav zamanları komşularla toplanarak okuduğumuz dualar vs.hepsi bir enerji..Hem de en kuvvetlilerinden.
ENERJİ konusu sanırım buraya kadar OK..
Gelelim çekim yasasına.. Çekim yasasının tanımı da şudur..Aynı frekansa sahip enerjiler birbirini çekerler..
Tamaaam, şimdi oldu..Ben,duygu ve düşüncelerim enerjiden oluşuyor ve aynı zamanda da bir mıknatısım..O zamaaan, duygu ve düşüncelerimi pozitifte tutarsam, hayatıma da pozitif ve olumlu duygu, düşünce ve olayları çekerim.. Evet işte ilk kural bu..
Ancak, gün içinde o kadar çok duygu durumu ve düşünceler içinde yer alıyoruz ki, her zaman pozitifte kalamıyoruz. Bu çok doğal..Sabah, 80-85 frekansındaki enerjimiz, gün içi yaşadığımız olaylarla belki de 20'lere düşüyor, sonrasında tekrar 60'lara çıkıyor vs..E elimizde de sürekli bir enerji ölçer olmadığına göre, bu enerjimizi sürekli yukarılarda tutmanın yollarını bilmemiz gerekiyor demek ki..
İşte bu noktada, biraz çabalamak gerekecek :) Hayatımıza biraz çeki düzen vereceğiz:) Özetle nedir bunlar dersek;
- Gün içindeki enerji durumumuzu yani frekansımızı anlasak hiç fena olmaz.. Ki böylelikle istediğimiz enerjiyi hayatımıza alabilelim
- İçimizde var olan güce inanmakla başlayacağız herşeye (Bu konu çok derin bir konu,bu konu bir an önce gelsin diye sabırsızlanıyorum :) )
- Hayatımızda kullandığımız kelimeleri biraz daha dikkatle seçeceğiz
- An'da kalacağız
- EGO'muz ile başa çıkacağız ( Bu konuya geçenlerde biraz değinmiştim)
- İstediğimize ait miyiz, onu anlayacağız
- Nasıl isteneceğini bileceğiz ve sonra da isteyeceğiz :)
Tabi bu yukarıda sayılanları yaparken de, arka planda birçok şeyi yapmayı da unutmayacağız ve bunların önemini çok iyi kavrayacağız..Nedir bunlar;
- Şükretmek, teşekkür etmek (Dünyanın en mühim konusu)
- Kendimize faydalı/zararlı olan ne varsa elemek, enerji vampirlerini tanımak
- Affetmek (Yine değinmiştim bu konuya ama bu sefer daha net anlaşılacağına eminim)
- Odağımızı değiştirmek (Bu konuya da hafiften değinmiştim)
- Geçmişten getirdiğimiz tüüüm olumsuz inançlarımızın ve şimdiye kadar neden istediğimizi alamadığımızın farkına varmak ve o inançları derhal yok etmek
- Dedikodudan uzak durmak
Zaten önce durumun farkına varıp, bir de arka planda yapacağız dediklerimizi de yapınca, yaşam kalitemiz de otomatikman artacak:)
Eveeet, buraya kadar sadece tanımları konuştuk bir de bizi neler bekliyor onu..Olaya giriş yaptık :) Önümüzdeki günler bizim için çok daha eğlenceli geçecek, çünkü hep beraber yapacağımız ödevlerimiz de olacak :)
Eğer buraya kadar sürçülisan ettiysem affola..
Amacım kimseye bilmediği birşeyi öğretmek değil :) Zaten herkes bunu çok iyi biliyor :) Yazılarımda sadece keyifli bir şekilde sohbet etmeyi seçiyorum ve pozitif çekimleri gani gani deneyimlediğimiz musmutlu günlerimiz olsun diyerek konuyu ŞİMDİLİK burada kapatıyorum:)
Sevgiyle,
Nergis KAYGAS