top of page

Neden istediklerim olmuyor?


Şuanda öyle bir dönemden geçiyoruz ki ben bunu tüm dünya boyut atlıyor olarak değerlendiriyorum. Hal böyle olunca da artık herkes istemenin gücüne, çekim yasasına daha vakıf olmaya başladı. Herkes istediğinde birşeylerin bir yerlerde paketlenip kendine geleceğini biliyor. Ama bir yandan da istedikleri gelmeyince sisteme olan inanç ta –çok doğal olarak- sarsılıyor. Bunun sebebi ne olabilir?

  1. İstediğimize/vizyonladığımıza ait olmayabiliriz

  2. Anda kalmadığımızdan bir yerlerde birşeyleri geri itiyor olabiliriz

Şimdi burada 2 kocaman konunun ismi geçti. Biri vizyonlamak yani istediğimiz şey; diğeri de An’da kalmak..

Nedir bu istediğimize ait olmamak?

Ait olmak nedir?

Ben ait olmayı şöyle tanımlıyorum kendimce. Kendini ve özünü kaybetmeden, herhangi bir şeyin parçası olabilmek. İstediğime sahip olmak diye tanımlamak bana daha somut şeyleri hatırlatırken, istediğime ait olmak, o istediğime uyumlanmak ve onun bir parçası olmak gibi hissettirir hep.

Şimdi gelelim sorumuza.. Evrenden bir şeyi istiyorum, vizyonluyorum ama olmuyor. Neden?

İşte bazen sadece istemek, vizyonlamak yeterli olmuyor. Önemli olan istediğimiz/vizyonladığımız şeyi/hayatı/kişiyi vs.yi içimizde yaşıyor muyuz? Konu bu..

Eğer evrenden iyi bir iş, iyi bir ilişki, kilolarımızdan özgürleşmek vs. istiyorsak, davranışlarımızın da o vizyonladığımız konu ile doğru orantılı bir şekilde gidiyor olması çok önemli.

Şimdi yine geliyoruz birkaç yazımda döne döne sorduğum aynı soruya..

”Ben, .......yı yaşıyor olsaydım, kim olurdum?”

İşte bu soruya verdiğiniz yanıt çok önemli. Çünkü bir sonraki adım, bu soruya yanıtınız her neyse, o şekilde yaşamak. İstediğinize ait olmak işte bu. İstediğimizin bir parçası olmak..Bunu ne denli başarırsak, istediklerimiz de o denli hızlı girecek hayatımıza. Burada odaklanmamız gereken içsel dünyamızda hissetmek istediğimize odaklanmaktır. Huzursa huzur, tutkuysa tutku, mutluluksa mutluluk..Bu hisleri bulmak ve onlar oluyormuşçasına yaşamak..

Hayat bir oyun..Oyunda kaybetmek te var, kazanmak ta..Hayat oyununu oynarken bazen engelli platformlar çıkacak, ayağımız takılıp düşeceğiz. Burada önemli olan, bir kere ayağımız takılıp düştük diye, hayat zordur tanımlamasını yapmamak. Odağımızı buna kaydırdıkça, zor olan hayat kucağımıza düşer. Burada hayat yerine başka şeylerde koyabilirsiniz. İş, ilişki, evlilik vs..Bunların içerisinde yaşanan herhangi bir olumsuz deneyim, tüm odağımızı bunların zor şeyler olmasına doğru kaydırdığı müddetçe, istediğimize ait olamayız ve dolayısıyla da onu hayatımıza çekemeyiz.

Vizyonlayamayan, ya da ne istediğini bir türlü tanımlayamayan arkadaşlarım web sitemdeki Vizyonlama Çalışma'sından faydalanabilirler.

 

Peki isteklerimizi hayata çekmekle AN’DA KALMA nın ne alakası var?

Anda kalmak ile ilgili yazımı okumuşsunuzdur. O yüzden tekrar tekrar aynı şeyleri yazmayacağım. Hatırlamak isterseniz, buyrun linki..

An’da kalmadığımızda, egomuzun (iç sesimizin, sabotajcımızın) her yeni atağımızda bizi güvende ve olduğumuz yerde tutmak için söylediği cümleler gelir. Başarısızlıklarımızı, deneyimlerimizi hatırlatır bize..Hatta bundan sonra isteğimizle ilgili neler yapacağımızı düşündürür..Yeni bir iş kuracaksak misal, hemen “o kadar parayı nerden bulacağım, olmadı kredi çekerim” vs..gibi konuşmalara başlarız.

EGOmuzun kontrolünde olduğumuz her an, biz ya geçmiş deneyimlerimizle konuşuyoruzdur ve istediğimizi itiyoruzdur ya da geleceği düşünerek kaygılarımızı, korkularımızı devreye alıyor ve yine istediğimizden uzaklaşıyoruzdur.

Korkunun ve endişenin olması demek istediğimize karşı direnç geliştirmek anlamına gelir ki böyle yaptığımız anda isteğimizin hayatımıza gelme yolunu tıkarız. Çünkü Evren, sizin bu korku ve kaygılarınızla sizin bu isteğe ait olmadığınızı bilecek ve doğal olarak reddettiğinizi ve istemediğinizi düşünecektir.

Siz bırakın evrenin size bu isteğinizi nasıl getireceğini.. Siz;

İsteyin

İsteklerinize odaklanın

Sorgulamayın ve olmuş gibi yaşayın

yeter..

Evrenin görevine engel olmayın..

Hayatınızdaki her deneyimi, sanki onu bilinçlice siz seçmişsiniz gibi yaşadığınız ve bu seçim(ler)iniz için kendinizi sevdiğiniz, teşekkür ettiğiniz muhteşem günleriniz olsun..

Sevgiyle,

Nergis Kaygas


174 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kişisel Gelişimin Önündeki Tuzaklar - Sabotajcı/4

Bugün sabotajcımızın sevilen bir huyundan bahsedelim. SABOTAJCININ HUYU 4: Aslında ne kadar öcü gibi görünen bu sabotajcının aslında sizi ne kadar sevdiğini bir bilseniz. Aslında en yakın dostunuz ken

bottom of page