top of page

Akışta olmak..


Deniz dalgalandı, dalgalandıkça bulandı.. Dipteki kum, yosun, taş vs. ne varsa her biri dalgalarla bir dans etti. Şimdi ise deniz duruldu. Artık kara bulutlar dağılıyor..Taşlar yerine oturdu, yosunlar dibe çöktü, kumlar ise dalgalarla dans etmek yerine artık denizin dibinden gökyüzünü seyredebiliyor ve “Gökyüzünün başka rengi de varmış!” diyebiliyorlar..Ve herşeyden de önemlisi güneş artık parlıyor..

Şimdi oturuyorum denizin karşısında ve diyor ki bana:

“Ben sana demiştim..Şimdi anladın mı?”

“Evet anlıyorum!! Dalgalarla boğuşurken anlamıyor insan. Hiç dalga varken, gemiyi yürütme planı yapılır mı?” deyip gülüyorum..

“Ha şunu bileydin” diyor deniz..

”Ben sana demiştim..”

Şimdi deniz duruldu, gemi yürüyor..Şimdi anlıyorum denizin dediklerini..Deniz durulduktan sonra..

Oysa o dalgalarda gemiyi yürütemediğim ve hatta yüzemediğim için ne kadar da öfkelenmiştim kendime..Çünkü sözüm ona yüzme biliyordum..Yüzmeli ve hatta balık gibi dalıp çıkabilmeliydim..Dalgalarla savaşamadım, yenildim, boğuldum diye geçiriyordum hep aklımdan..

Şimdi düşünüyorum.. Hareket için doğru zaman değilmiş..O kadar.. Doğru zaman değil! Ne kadar basit bir cümle..Bununla birlikte ne kadar da anlamlı.. Yenilmek de değilmiş meğer..İnsan kıyıya çıktığında anlıyor..

Dalga sonrası sakinleyen denizi seyretmek ne kadar güzelmiş..Taşlar dipte çok güzel parlıyor, yosunlar artık ayağa dolanmıyor..Kumlar ise, dalga sonrası dipte çok güzel tepe oluşturmuşlar..Deniz koyu lacivert değil, masmavi..Ufuk alabildiğine görünüyor..Yüzmek çok keyifli..

Yosunlar dibe çökmüş...Onlar bile çok güzel bir görüntü veriyor denize..Beni hiç ürkütmüyorlar. Aksine, onların da bir denizin olmazsa olmaz bir parçası olduğunu biliyorum artık. Zaten hiç ürkmedim hayatım boyunca onlardan ama sadece ayağıma dolandıklarında hafif bir ürperti duyardım..O ürperti de yok şimdi..

Gemim çok güzel bir şekilde ilerliyor dalgasız sularda..Dümen zaten bende..Bir önceki dalgalardan cebimde biriktirdiğim çok güzel taşlarım var..ÖZGÜNÜM ve bu sebeple de ÖZGÜRÜM..Onlara sımsıkı tutunuyorum sadece.. Akıntılara karşı kürek çekmiyorum..

Yüce akışa teslimim..Değiştikçe özgürleşiyorum..Özgürleştikçe teslim oluyorum..İçimdeki BEN ’e sarılıyorum..

Deniz dalgasız olur mu ya! Gün geliyor deniz yine dalgalanıyor pek tabii olarak..İllüzyon bu diyorum, dalgalarla boğuşmuyorum..Hemen dümeni elime almıyorum..Deniz kıyısından dalgalara bakıyorum ve en nihayetinde bir gün durulacağını biliyorum..Ya durulmasını bekliyorum ya da dalgaların da keyfini çıkarıyorum..Bu da nerden çıktı demiyorum..Arada bir dalıyorum dalgaların arasına..Tepetaklak oluyorum..Direnmiyorum ve dalgaların beni kıyıya kadar ulaştırmasına izin veriyorum.. Sonra bir bakıyorum yine kıyıdayım..

”Aaa” diyorum..”Dünyanın sonu değilmiş, hem burası daha güzelmiş..” Sonra yine dalıyorum dalgalara..Bu defa dalgalarla dans edebiliyorum..Edebiliyorum ve daha da güzel taşlar geliyor bu defa elime.. Cebime koyuyorum ve yine akışa devam ediyorum.. Yine teslimim..Neden sorusu yok..Plan yapmak yok..Endişe yok..Vesvese yok..Evham yok..Korku yok.. Olsa da, olması gerektiği gibi yaşıyorum..Üzülüyorum..Ağlıyorum..Kızıyorum..Sonra gülümsüyorum..Kaynağa bağlanıyorum..

Sadece BİR var, gerisi illüzyon biliyorum...

Sevgiyle,

Nergis Kaygas


126 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kişisel Gelişimin Önündeki Tuzaklar - Sabotajcı/4

Bugün sabotajcımızın sevilen bir huyundan bahsedelim. SABOTAJCININ HUYU 4: Aslında ne kadar öcü gibi görünen bu sabotajcının aslında sizi ne kadar sevdiğini bir bilseniz. Aslında en yakın dostunuz ken

bottom of page